27 Temmuz 2010 Salı

benim canım annem...benim canım oğlum

Belki annesini sevmeyen yoktur dünyada sevmediğini söyleyen vardır sadece...Anne olmak kendini bırakıp daha onu karnında hissetmeye başladığında birden vahiyle :)) gelen bir duygudur..Karnındaki yavru (senin yavrun)bu dünyada sahip olduğun ve olabileceğin tek şeydir.Senin parçan,senin Allah'ın yardımıyla yarattığın tek şey..Belki o karnındayken onunla ilgili çok şey düşünürsün..Olumlu ya da olumsuz..Belki kendi geleceğini bile tam planlayamamışken onun geleceğini düşünmeye başlarsın..Attığın her adım artık onun atacağı adımdır..

Annem...oğlumm...benim annem dünyalar iyisi..oğlum dünyalar şekeri...ikinizi de çok seviyorumm...

babama selam söyle.........iclal aydın


Babama Selam Söyle
Karlı bir akşamdı ankara'da;
Son kez elele yürümüştük,
Bitmesin istediğimiz yola.
Kısacık beraberliğimizin bütün anılarını sığdırmıştık.
Yazarsın bana demiştin.
Bende yazarım sana sık sık.
Ağlıyordum....
Sen görmeyesin diye kaldırmıyordum başımı.
Elimi daha sıkı tuttun,
Anlıyordun....
Bu ayrılığa dayanmıyordu kalbim,
Öğrettiğim çiçek adlarını unutma dedin,
Kelebekleri kitap arasında kurutma,
Sık sık fotoğraf çektir, yolla bana,
Kitaplarım sana emanet,
İncitme kimseyi, kin büyütme kalbinde...
Beni bekle...
Yol bitti, gidiyordun artık; gittin
Sokakta gördüklerimi, filmlerdeki aktörleri sen sandım bir süre,
Kin büyütmedim kalbimde söz vermiştim sana diye,
Kitaplarını okudum, kelebeklerine dokunmadım,
Öğrendiğim çiçek adlarına yenilerini ekledim,
En çok fesleğeni, çoban heybesini, akşam sefasını sevdim.
Seni beklerken çok şey öğrendim,
Yolunu gözlediğim, sevdiğim ilk adam...
Nasıl olsa bulacaktır diye, her görüşümde aynı sesle seslendim
Uçak, babama selam söyle!
Beni kötü rüyalardan uyandıran sevdiğim ilk adam...
Bir bilsen seni nasıl özledim...
Kar yağıyor şimdi, otuz yaşım bitti,
Kitapların bende, kelebekler gibi kar taneleri,
Kendi yolumda yürürken hiç unutmadım o cümleyi;
Selamını aldım babacığım,
Kin büyütmedim kalbimde....
Küçük kızının gözleri hala senin çiçeklerinde.
Uçak, babama selam söyle!

çirkin prens...ÇOKOPRENS

ÜSTÜN DÖKMEN

ÜSTÜN DÖKMEN'iN BiR YORUMU :
"...çocuğumuz düşüp kafasını masaya çarpınca biz hemen masayi döveriz,
"he masa ehhhh sen niye orada duruyorsun" diye. Çocuk masa orada durmasa kafasini carpmayacağını
sanır ve büyüdükçe yaptiği her hatayi yükleyecek birini veya bir seyi
mutlaka bulur."
Malum...
Mesela, bizim Balkan harbinden kalma, dandik vagonlara 160 Kilometre hız
yaptırdılar.
Ilk virajda sizlere ömür...Kimin üstüne kaldı?
Makinistin.
Mersin'de bayrağımız yakıldı,yırtıldı. Askere taş attılar, panzere
molotof...Memleket ayağa kalktı.
Kimin yüzündenmiş?.........
Iki veled...
Gelene geçene ayran tost falan satan, kendi halinde sakin bir kasabaydı,
Susurluk...
Içişleri Bakanlığı, MIT, Jitem, generaller, özel tim polisleri,
kumarhaneciler, bakanlar, milletvekilleri, işadamları...
Bin kişi falan yargılandı. Her şey kimin başının altından çıkmış?
Yeşil'in.
Deprem oldu...
7 vilayette 50 bin kişi öldü. Binlerce bina yıkıldı, on binleri ağır
hasarlı. Hepsinin sorumlusu olarak kimi
kulağından tutup hapse tıktık?
Veli Göçer'i.
Edirne'de bebeler şakır şakır öldü...Hiç utanmadan bisküvi kolilerine
koyup, gömdüler.
"Araştırdık, ihmal yok" dediler.
Peki neden öldü bu yavrular?
Klima'dan...
Dikkat isterim, klimacı bile değil, klima.
Rakıdan öldük. O gün ile bu gün arasında ne değişti?......
Kapağın rengi...
Sanal "sorumlumuz" bile var...
Yollarda her gün 20 insanımız heba oluyor.
Trafik Canavarı'ndan...
Dolar patlarsa?
Enflasyon Canavarı'ndan...
Hatta "sorumlu olmayan sorumlumuz" da var...
Milli takım oynayıp yeniliyor.
Suçlusu kim?
Takıma alınmayan Hakan...
Domatesleri Ruslara kakalayamıyoruz...
Sinekten...
Deli dana geliyor.
Inekten..
Millet hormonlu diye tavuk yemiyor.
Erman Toroğlu'ndan.
Evleri su basıyor.
Yağmurdan.
Ormanlar yanıyor.
Sigaradan.
Gemi batıyor.
Dalgadan.
Iyi de kardeşim, uçak neden düşüyor?
Rahmetli pilottan...
Peki bu şartlarda hayatta kalmayı nasıl başarıyoruz?
Allah'tan..