27 Mayıs 2013 Pazartesi

BU NASIL OLDU ACABA

Milletce nasıl bu kadar değişebildik ve neden?


Eski Osmanlı mimarisinde kuşlar yuva yapsın diye binalara kuş evleri yapılırdı.Ne kadar güzel düşünülmüş değil mi?





Ve alttaki fotoğrafta bir AVM'nin penceresinin önü


Görüyorsunuz değil mi kuşlar konmasın,pislemesin diye çiviler yerleştirilmiş.

Milletçe nasıl bu hale geldik.Merhametimize ne oldu?
 

21 Mayıs 2013 Salı

ERİŞTELİ DOMATES ÇORBASI

Domates çorbasını çok severim.Her ne kadar artık çocukluğumda yediğim domateslerden olmasa da yine de domatesi de,domates çorbasını da çok severim.Kimileri içerisine soğan gibi ek malzemeler konması gerektiğini düşünse de ben asıl lezzeti değiştirmeme taraftarıyım.En azından domates çorbasında.En çok da biraz kendini beğenmişlik gibi olabilir ama kendi yaptığım domates çorbasını seviyorum :)Biraz tatlımsı ,domates,süt,un ve mutlaka köy tereyağı yani market tereyağlarından değil.
Genellikle kaşar peyniriyle servis edilir domates çorbası.Ama ben ya gravyer ya da parmesan peyniriyle tüketirim.Lakin bizde çorba olunca başka yemek yenmiyor ,haliyle de ekmekle yiyiyoruz doyurucu olsun diye.Yani en azından Ata'ya öyle veriyorum ki çocuk doysun:)Allahtan o da çok seviyor domates çorbasını.
Dün içine bir tanıdığımızın getirdiği erişteden koydum.Yanına da kendim için, çünkü Ata'ya hala sarmısak alışkanlığı kazandıramadım ,kıtır  sarmısaklı ekmek yaptım küçük küçük..Evde gravyer de parmesan da kalmamış ama müthiş bir beyaz beynir var.O beyaz peynirle yedim.Hımmm harika oldu.Demek ki başka peynirlerle de yenilebiliyormuş.tarif ister misiniz bilmem :)ama görüntü böyle oldu.

 

18 Mayıs 2013 Cumartesi

ÖZLEDİM SENİ CANIM İSTANBUL

Canım İstanbul

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...

Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? ..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...

O manayı bul da bul!
İlle İstanbul'da bul!
İstanbul,
İstanbul...

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir ' Katibim'i...

Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı Sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...
Necip Fazıl Kısakürek

17 Mayıs 2013 Cuma

PATATES-PASTIRMA-KAŞAR PEYNİRİ....daha ne olsun ?? YUMURTAAA !!

Sanırım bana asla vazgeçemeyeceğin yiyecekler nedir diye sorsalalar...İlk sıralarda ,hatta belki de ilk sırada yumurta gelir.Her türlü yerim.Yağda yumurta,rafadan pişmiş,kayısı kıvamında,çok pişmiş...omlettt...Sucuklu,pastırmalı,hatta sebzeli bile (laf aramızda sebzeler biraz kalabilir.)Hele ki sarmısaklııııı...Bayılırım yumurtaya...Keza pastırmaya da..Kim sevmez ki desenize :))
Geçtiğimiz haftasonu kahvaltı da şöööyyle kayısı kıvamında yumurtalarımızı hüplettik Ata'yla.Sonrasında Ata Beyfendiciğimiz evde olduğundan öğle yemeği ve ara ara meyve atıştırmalıklarını düşünmeye  sabahtan başladım...Nasıl bir miskinlik vardı ikimizde de anlatamam..Sonrasında ne yapayım ne hazırlayayım diye düşünürken aklıma bir-iki gün önce pazardan almış olduğum taze patatesler geldi..Nasıl lezzetli olur tek başına bile sarı sarı patatesler bilirsiniz...Veee patatesli yumurta daa..Patatesleri doğrarken yumurtaları almak için buzdolabını açtığımda pastırma çarptı gözüme :)) hımmmm..bir de kaşar peyniri..Ata da haliyle seviyor bunları annesi böyyle beslendiğinden .Allahtan ona yoğurdu ve sebzeyi iyi alıştırdım da çocukcağız anası gibi (tek yönlü nerdeyse) beslenmiyor.
Neyse efenim ..Dilerseniz neyi nasıl yaptım anlatayım..
malzemelerim :
-3 yumurta
-4 adet taze patates (biraz iriceydi benimkiler)
-2 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
-1 paket çemensiz pastırma
-1 su bardağına yakın kızartmalık sıvı yağ
-tuz-karabiber


nasıl yaptım :
Patatesleri küp küp doğradım.Pastırmaları jülyen (ya da isterseniz biraz incelterek şeritler halinde) doğradım.Üç tane yumurtayı tuz ve (arzuya göre) karabiberle çırptım.Sıvıyağı (ben seramik tavada) yapışmaz tavada kızdırdım.Patatesleri içine attım.Yüksek ateşte patateslerim yumuşayana kadar kızarttım.Ocağın altını kapatıp yağını tamamen süzdüm..Sonra tekrar ocağa aldım.Pastırmaları ekledim.Orta ateşte birlikte 3-4 dakika kavurdum.Çırpılmış yumurtaları ekledim.Birazcık karıştırdıktan sonra kaşar peynirini ekledim.Tekrar karıştırdım ve kapağını kapattım.Altı tamamen kızarınca (seramik tavada çok kolay oluyor) ters yüz ederek servis tabağıma aldım.
Böyle birşeyimiz oldu..


Dışı böyle kızarmış,içiyse kaşarlar sayesinde yumuşacık harika bir lezzet oldu..Dilimleyerek servis yaptım.
yanına da kuzu ayran yaptı...



enfes oldu..tavsiye ederim...

9 Mayıs 2013 Perşembe

Anne sen ölecek misin?

Anne sen ölecek misin ?
Bu soruyu Ata'dan ilk duyduğumda şakınlıkla herkes bir ölecek demiş ardından Ata, ama ben ölmek istemiyorum diye ağlamaklı olduğunda hemen geçiştirip şaka şaka kimse ölmeyecek diye sarılıp yatıştırmıştım.Lakin sonradan aklıma düşmüştü nerden çıkmıştı bu soru..O an konuyu değiştirdim.Hazırlıksız yakalanmıştım.Ama Ata öyle bir çocuk ki bırakmaz bu soruların peşini.İyice anlaması ,tatmin edici cevaplar alması gerek.Benimde bu sorunun nerden çıktığını bilmem.Nitekim daha sonraları aynı soru..
-Anne sen ölecek misin?
-Hayır annecim nerden çıktı bu soru?
-Yani hiç ölmeyecek misin?
-......Annecim nerden çıktı bu soru?
-Can (kreşten arkadaşı) söyledi.
-Ne söyledi?
-Yaşlanınca ölecekmişsin.
-.............Annecim daha senin büyüdüğünü göreceğim,okula gideceksin,işe gideceksin,askere gideceksin,evleneceksiinnn
-Ama ben senle evlenicem
-Tamam işte ...
-Ama ben büyüyünce sen yaşlı mı olucaksın?
-Eeee biraz
-Yani ölüceksin.......(yine ağlamaklı)
-Hayır annecim hemen ölmeyeceğim.
-Peki ne zaman öleceksin?
-Bilmiyorum annecim,bunu bilemeyiz ki?
-Ama anne ben senin ölmeni istemiyorum (ağlamaya başlıyor) o zaman bana kim bakıcak?Ben sensiz napıcam.........

sarılıyorum.....
-Annecim sen zaten büyümüş olacaksın..
-Ama annnee ölme lütfeeennn...(ağlayarak)
-Tamam aşkım ölmeyeceğim..
-Ama Can öleceğini söyledi
-..............................
başa döndük

 

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Huzur

Böyle bir evim olsun



Böyle bir banyom

 
 
Böyle bir bahcem ve verandam olsun
 
 
 
 
En çok da oğlumla huzurum olsun..Bu herşeye değer

1 Mayıs 2013 Çarşamba

İNSANIM DİYE DOLAŞMA

Bu sabah aslında 1 Mayıstan bahsedecektim.Ama sabah haberlerini dinlerken yine aklım gitti..

''İnsanlıktan nasibini almamış'' denir bazı durumlarda.Ama bu vahşeti yapana ben açıkçası insan bile demem.Yaratık mısın her ne haltsan sakın insanım diye dolaşma ortalarda..Kusura bakmayın ama çok üzgün ve sinirliyim.
 
Habertürk'ün haberini direkt yayınlıyorum.

Fok Duman, ölü bulundu

Bölge halkının "Duman" ismini koyduğu Akdeniz foku, başından vurulmuş şekilde bulundu

Antalya'nın Gazipaşa ilçesi sahilini yuva edinen ve bölge halkının "Duman" ismini verdiği Akdeniz Foku, başından vurulmuş bir şekilde ölü bulundu.

Vatandaşların haber vermesiyle olay yerine gelen Su ve Doğa Sporları Kulübü Başkanı ve deniz biyoloğu Mustafa Akkoca, yaklaşık 15 metre açıktaki Akdeniz fokunu öğrencilerin yardımıyla karaya çıkarttı.

Akkoca, bölgenin maskotu haline gelen Duman'ın niçin öldürüldüğünü anlayamadıklarını söyledi. Akdeniz fokunun nesli tükenme tehlikesi altında olduğunu belirten Akkoca, "Duman'ın kafasında 9 adet delik var. Yakın mesafeden ateş edildiğini düşünüyorum. Çünkü fokların derileri kalın oluyor. Normal bir saçma bu deriyi delemez" dedi.

Denizle ilgisi olan, dalış yapan veya balık avlayan her Gazipaşalının bu foka rastladığını anlatan Mustafa Akkoca, fokun boyunun 2 metreyi aştığını, ağırlının da 150 kilogramın üzerinde olduğunu ifade etti.

Akkoca, konuyla ilgilenen kurum ve kuruluşlarla irtibata geçtiğini, yetkililerin de ilçeye gelerek, ölen fokun üzerinde inceleme yapacağını vurguladı.

Aydap mevkisinde ikamet eden Onur Özkaya adlı vatandaş ise bölgede sıkça dalış yaptığı söyleyerek, "Sabahları bu foku yüzerken veya beslenirken görüyordum. Zaten bu bölgedeki herkes bu foku çok iyi biliyor. Daldığımızda da kendisini beslerdik. O bir arkadaşımız gibi olmuştu. Öldürüldüğüne çok üzüldüm" diye konuştu.




Söylesene ne istedin ondan,ne derdin vardı onunla da bu kadar gözün döndü?Kimseye bir zararı olmayan bu hayvancağızın sana ne zararı vardı?Bunu yaptın,akabinde de kendi kafana sıksaydın..