5 Mayıs 2011 Perşembe

Cumhuriyet gazetesi yazarı Bekir Coşkun yazdı


Adı üzerinde; akaryakıt...
Akıyor çünkü...
Önceki gün itibarıyla 4.5 liraya dayandı benzin...
Arabalar avakado ile çalışsa daha ucuz...
Ya da portakal suyu ile gitseniz daha ehven...
Süt ile; dörtte bir fiyatına...
Saydım; 26 hıyara denk geliyor:
Benzinin pahalı oluşu...
*
Düşündünüz mü hiç; dünyanın en pahalı benzinini Türkler kullanıyor...
Niçin?..
*
Müstahak çünkü...
Böyle soluğu çıkmayan, sessiz, pısırık topluma, dünyanın en pahalı benzinini satmak belki de az bile...
Nasıl ki; çocuğunun geleceğini çalıyorlar, gıkı çıkmıyor...
Nasıl ki; ormanını, koruluğunu, deresini elinden alıyorlar, seyrediyor...
Nasıl ki; yaşadığı şehri yağmalıyorlar, bakıyor...
Nasıl ki; ulusal varlıklarının tümünü yabancı şirketlere sattılar, farkında değil...
Nasıl ki; demokrasi adı altında, aslında krallık ile yönetildiğini anlamıyor...
Nasıl ki; çağdaşlaşacağına giderek Arabistan’a benzediğine aldırmıyor...
Nasıl ki; dünyanın en bereketli toprakları üzerinde, ama 14 milyon aç var, tınmıyor...
Öyle işte...
Yeryüzünün en pahalı benzinine de sessiz...
*
Vatandaş dizel çünkü...
Geç alıyor biraz...
*
Yeryüzünün en pahalı benzinini gıkı çıkmadan alıp da depo başına ev kirası kadar para veren insanların sessizliği, bu ülkenin umutsuzluğu aynı zamanda...
Buna kızmayan neye kızar?..

Ne yapılsa kızar?..

Daha beteri ne olabilir?..

*
Ya da tersi; hani Latin Amerikalılar gibi bir gün çorabını çıkartıp antene geçirse... Ya da üç-beş bin aracın benzini bir anda yollarda biterse... Olmadı, götürüp kontak anahtarlarını kendisini enayi yerine koyanın önüne atabilse vatandaş...
Belki demokrasi açısından da umuttur hani...
*

Yoksa...



Yoksa durmak yok, yola devam...






Ama yaya...:)))