27 Nisan 2013 Cumartesi

KEYİF

Aslında son zamanlarda pek keyfim yerinde değil.Ata'yla sürekli didişip duruyoruz.Benim canım sıkkın olunca ee o da çocuk olunca bağrış çağrış eksik olmuyor evimizden.
Ata'nın ''İSTİYORUM'' ları bitip tükenmiyor..Bu illaki yeni bir şey almak değil.Sanırım fazlasıyla rahata alışmak.Örneğin odasında bir oyuncağını arıyor.Faraza Spiderman'in ağ atma zamazingosu..Öncelikle hiç bir yere bakmadan benden onu bulmamı istiyor.Kendin bulmalısın deyince bulamıyorum cevabı geliyor.Akabinde ben çekmecelerine bak diyorum.cevap; -sen bul..İkna oluyor.Aramaya başlıyor.Ve mutfağa gelen bir ses;-yooookkkk,sen bul..-Oyuncak kutularına bak annecim..-Hayır ,sen bak..vs vs vs..Diyelim ki ikna oldu ve ben de..Ama bulunamadı..
İşte o kelime ''İSTİYORUUMM''..Anne zaten işini gücünü bırakmış-tabii ki en büyük işim Ata-aramış taramış ama yok..Yok işte bulunamıyor..Ama İSTİYORUUUUM lar devam..Bir,iki,üç...derken o bağırmaya..ben sinirlenmeye başlıyoruz..sonuç anne tekrar tekrar ve tekrar arıyor..bu sırada ne zamandır oynamadığı bir oyuncak çıkarsa ÇOK ŞÜKÜR !!unutuluyor.Yok olmadı, bağrışlar çağrışlar....
Neyse efenim güya keyiften bahsedecektim..Hafta sonlarını Ata gibi ben de bekliyorum..Artık odasında yatıyor ya..Hafta sonu gelince sabah yine erkenden kalkıyor ve yanıma geliyor..sarılıp uyumaya devam ediyoruz..Ohh mis ..Ya da ben ona sarılıyorum,koluna bacağına neresi müsaitse,o ya ipadle oynuyor ya oyuncaklarıyla..
Bu sabah da aynı oldu..Sonra kahvaltımızı yaptık..Artık havalar o kadar güzel ki..En sevdiğim zamanlar işte..Ne sıcak ne soğuk..tam ılık .Balkona çıktık..
Ben bilgisayarın başına geçtim.Keyif çayımı aldım..Ata da minder de bir yandan marketten alınan siyah dutları yedi..diğer yandan oyun oynadı..



 

26 Nisan 2013 Cuma

ÖZLEM

Çokça özlenen zamanlarımız olur hayatta...
Çocukluk,gençlik,okul çağları,bayram sabahları,eski bir dostla içilen kahve esnasında edilen sohbetler.Anneannenin evinin kokusu,hayatta tüm denemelere rağmen başaramadığın, en güzel anılarını hatırlatan sokak satıcısından aldığın poaçanın kokusu,onun sıcaklığı,tadı.Uzaktaki kardeşimiz,başka şehirdeki teyzemiz dayımız..
Kardeşlerinle çocukken yaptığın didişmeler,ergenlikte anneyle babayla yapılan atışmalar..

Sıralamakla bitmez..düşünsen aklına gelmez..Aklına gelince bir türlü gitmez..

Ata'nın bu hallerini özledim mesela.
 
 
Şimdiler de kocaman bir adam gibi sanki..Konuşmalar tavırlar..
Sanki bu minik adam emziğiyle hiç gezmemiş ortalarda,geceleri süt diye ağlamamış,sabahın beşlerinde altılarında kalkmamış..O kıvır kıvır saçları banyodan sonra misler gibi olup kenara yapıştırılmamış..Annesine aylarca teyze dememiş,sonra birdenbire anne demeye başlamamış..
Kedileri köpekleri sevmek için arkalarından gel gel diye bağırmamış..Annesi hamam böceğini sevmesini izin vermiyor diye ortalığı birbirine katmamış....
Arasıra anlatıyorum bebekken şöyle yapıyordun böyle yapıyordun diye,hem gülüyor inanamıyor hem de hoşuna gidiyor...Bir daha anlat bir daha anlat demeye başlıyor ..
Ben bile inanamıyorum ki ne zaman büyüdüğüne bu kadar o nasıl inansın..Ama özlüyorum bu hallerini..
 
Siz neleri özlüyorsunuz ? 
 


MASAL BEBEK


Hayat ne kadar enteresan..
Oğlusu krese gönderdikten sonra sabah haberlerini izliyorum..Komik haberlerin yanı sıra acı haberler de var elbet.Ama ne acı..
Biliyoruz ki kimse bilemez bir diğerinin acısını..Her ne kadar anladım,anlıyorum dese de asla anlayamaz.''Ates düştüğü yeri yakar '' sözü öylesine söylenmemiştir herhalde.
Ben ve ailem yıllar önce ruhumuzu ,babamızı kaybettik.Ben evin ortanca cocuğuyum.Ne annem ,ne ablam ne de kardeşim aynı acıyı yaşadık.Hepimizin acısı tek ama yaşadığımız ruh hali,düşüncelerimiz,Allah'ın bize bahşettiği acıya katlanma ,dayanma hali farklıydı..
Düşünsenize annem;eşini kaybetmiş.Sevdiği adamı,evinin direğini,çocuklarının babasını.Umudunu,sevgisini,sevgilisini,doyamadığı ,kıyamadığı aşkını..Annemin hep söylediği bir şey vardır..''babanız öldüğünde,sanki dünya yıkıldı ve ben altında kaldım''der.Böyle bir acıyı anlamanın,anlayabilmenin imkanı var mı?
Yok !
Eşini kaybettiğine mi üzülecekti yoksa üç tane kız çocuğuyla tek başına kaldığına mı ya da babamdan henüz ondokuz önce kaybettiğimiz dedemin (annemin babası) acısını yaşamadan, yetim kaldığını anlayamadan daha.. bir de dul kaldığına mı? 
Ablam farklı,ben farklı,kız kardeşim (henüz oniki yaşındaydı) farklı yaşadık acılarımızı..Kimimiz içimizde büyüterek,kimimiz ağlayarak,kimimiz O'ndan hiç bahsetmeyerek..
Diyorum ya yaşanan tek !Ama yaşadımız acılar farklı farklıydı..Ve biz bir aile bile olsak kimse bir diğerinin acısını anlayamazdı..ki dışardan herhangi birisi ,hele ki melek babasını veyahut çok yakın birini kaybetmemiş olan birisi.. 

Sabah haberlerinde muhakkak ki Masal bebeği duymuş ya da haberi izlemişsinizdir..
Siirt'in Pervali ilçesinde gecen yıl helikopter kazasında şehit olan Pilot Üsteğmen Yakup Çınar'ın bebeği..Babası öldüğünde annesinin karnında henüz dört aylıkmış..Eşi Fethiye Çınar'ın yaşadıklarını tahmin edebiliyor musunuz?Bu nasıl bir acı dedirtiyor insana.Allah o anneye  dayanma gücü vermiş.Daha da versin..sabır versin..güç versin..Minik kızlarının bahtı iyi olsun..
Birlikte karar vermişler çocuklarının  ismine.Kız olursa Masal,erkek olursa Rüzgar diye..Fethiye Hanım her iki ismi de vermiş kızına ..Masal Rüzgar..

Ve bu da Şehit Üsteğmen'in kızına mektubu

 

Babasının temennisi doğru çıktı  maalesef..Evet Masal bebek bu ülke babacığınla gurur duyuyor..Ve baban da seninle ve annenle..


Tüm ŞEHİTLERİMİZE Allah'tan rahmet..Ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum..

mektup : sozcu.com.tr

25 Nisan 2012 Çarşamba

haftasonu

önce yine anneanneye gidildi..ardından dr.kontrolü ve alışveriş merkezi...süperfresh stantında Ata kediye dönüştü ve 3 adet ürün alınca hediyelerimizi aldık..eee tabii onlar da Ata Bey'e :))


pazar günüyse 2 haftadır tiyatroya gidiyoruz..tabii 23 nisan da olunca kalabalık ,cıvıl cıvıldı..en keyifli yine Ata'ydı..yüz boyama..tiyatro..kukla vs..en sonunda da park..



ağacın tepesinden anneanneyle poz...kızgın bir bakış :)))gülümse dedikçe inadına kızgın ...
ve eve dönüşş...

19 Nisan 2012 Perşembe

ilginç :)

merhabalar..
siz bugünler de nasıl uyanıyorsunuz?....bahar yorgunluklarınız ne durumda...
siz de benim gibi bazı günler nerdeyse gece hiç uyumamış gibi uyanıp agresif oluyor musunuz?
peki bunun uyku pozisyonlarımızla ilgili olduğunu hatta yatış pozisyonumuzun kişiliğimizle ilgili olduğunu hiç düşündünüz mü?
ben düşündüm :))ve internette küçük bir araştırma yaptım..işte sonuçlar ;

uyku üzerine araştırma ve analizler yapan uzmanlara göre, 6 ortak uyku pozisyonu ile farklı kişiliklerle ilişkili
Yatış pozisyonu uykuya dalma ve  sağlıklı uyku üzerinde oldukça etkili...




Fetus / cenin yatışı: Cenin şeklinde yani anne karnındaymış gibi kıvrılarak yatmak, dışa dönük ancak duygusal, hassas bir kalbe sahip olduğunuzu gösteriyor. Bu tür kişiler birisiyle ilk buluşmalarında utangaç olabilir ancak kısa sürede rahatlarlar. Araştırmalarda 1000 kişiden % 41′i bu şekilde uyuduğu belirlenmiş. Kadınların erkeklerden 2 kat daha fazla bu poziyonda uyuduğu da tespit edilen diğer bir bulgu..

Kollar yanda dik yatış: Çoğu kişi kollarını her iki tarafa sarkıtıp dik şekilde uyuyamaz. Bu şekilde uyuyunlar rahat, kalabalığa alışkın, yabancılara güvenen, sosyal insanlardır… Buna rağmen, bazen kolay aldanabilirler..
 

Yaşlı duruşunda yatış: Her iki kolunu kıvırarak ellerini yastığın yanına veya omuz hizasına koyan kişiler doğal insanlardır. Şüpheci, kuşkucu, iyiliğe şüpheyle bakan özellikler taşıyabilirler. Düşünceleri nizde yardımcı olurlar. Genellikle ilgi odağı olmaktan hoşlanmazlar........

Pekiiiii........hangi pozisyon sağlıklı?
 Sağlık açısından yüzü koyun yatmak sindirimi durdurur, deniz yıldızı ve asker pozisyonlarında horlama ile sıkça karşılaşılır, kötü uyunmasına neden olur. Midenin baskılanmadığı, kolay nefes alınan düz bir yatış gece boyunca sağlıklıdır.Rahat uyku sağlar, horlamayı azaltır. Uyuyan kişiler nasıl yattığının farkında olmadığı için, bu şekilde yattıklarında bile çok iyi uyku uyumaları her zaman mümkün olmayabilir. Bu tür araştırmalarda ayrıca, çoğu insanın uyku pozisyonunu değiştirmekten hoşlanmadığını da ortaya koyuyor. Buna göre insanların sadece % 5′i her gece farklı bir pozisyonda uyuduğunu belirtiyor.

 

valla ben fetus pozisyunun da uyuyorum..çünkü bel fıtığım için en uygunu buymuş :)) ya sizz??

18 Nisan 2012 Çarşamba

yine biz

hayat ne kadar garip...
Ata için açmış olduğum bu blogu nerdeyse unuttum...nedenini bilemiyorum...

yaşanıp gidiyor işte...ben tekrarlayan belfıtığı ağrılarımla uğraşıp ilaçlarla iğnelerle ayakta durmaya çalışırken oğluş da kreşe devam ediyor....ve hızla büyümeye devam ediyor..

o kadar çabuk büyüyor ki kıyafetlerinin.. ki sezon başında almış olduklarımızın dahi şimdi küçük gelmesine inanamıyorum ..

sağlığımız keşke çok yerinde olsa da keyfimizden söz edebilsek sizlere...Ama Allah'a şükürler olsun yine de...neler var dünya da ...burda yanıbaşımızda..

Ata maalesef ocak ayında tekrar havale geçirmişti..akabinde bir gece hastanede kaldıktan sonra..emar istendi..çekildi..o ayrı bir olay da ..benim sizlere bahsetmek istediğim orda, yani hastanede beklerken tanıştığım bir anne ve ogluşu..

Hasan Hüseyin..henüz 4 buçuk yaşında ve bugüne kadar 20 ameliyat geçirmiş.doğuştan tek böbreği yok ve diğerinde de 8 tane kist varmış.17 aylıkken böbrek nakli yapılmış.ve şu an çok iyi.Annesi ben Ata'yı sakinleştirmeye oyalamaya çalışırken yanımıza geldi.ve Ata'yla konuşup bana yardımcı olmaya çalıştı..Ben Ata'ya yapma,koşma etme dediğimde anlatmaya başladı hikayelerini..
-biliyor musun dedi...hep şükretmeliyiz ve her daim pozitif düşünmeliyiz.şükret ki Ata koşup  oynuyor.konuşabiliyor..anlayabiliyor...ben öyle şeyler gördüm ki diye devam etti....bir parmağını oynattığı için ailesi bayram eden aileler..ve ben mesela.. oğlum 4buçuk yaşında ve 20 ameliyat geçirdi..Turkiye de ve dünyada böbrek nakli yapılan en küçük çocuk..
kimse anlayamaz bir anneye her gün çocuğunuz ölecek denilmesi nasıl bir duygu??

yaşadığım şoku tahmin edersiniz..
o anda aklımdan geçenler neydi nasıldı??Ata'yı doğrmak için hastaneye gidişim..onu ilk gördüğüm anda ki gözyaşlarım..sabahlara kadar uykusuz kaldığım geceler deki isyan edişlerim...şimdiler de duvarı boyuyor diye ona kızmam..uyumuyor diye dildökmelerim ve yine isyan edişlerim...
sonrasında utandım kendimden...evet biliyorum ki herkes kendi acısını yaşıyor bu hayatta..kimse kimsenin derdini tasasını bilemez de..ama hayat neler getiriyor..neler yaşatıyor bizlere...






SANA ŞÜKÜRLER OLSUN RABBİM..oğlum arasıra ve buaralar daha da sıkça hastalandığı halde bana ve ona sonsuz güç verdiğin için...Ellerimiz tutar,gözlerimiz görür,kulaklarımız duyar olduğu için..Çok şükür ki konuşabiliyoruz..anlatabiliyoruz..yazabiliyoruz...okuyabiliyoruz..

16 Mart 2012 Cuma

Babamm

15 yıl önceydi...önce yaralandık,hastalığını öğrendiğimiz de...konduramadik..yakıştıramadik ona...O dag gibi adam eridi eridi
Hiç beklemiyorduk,hiç istemiyorduk...kim bekleyebilir isteyebilir ki bunu...
O lanet olası kansere yenik düştü babaların en yakisiklisi,en anlayışli en sevkatlisi..

Ne ölüm yakıştı ona ne de bizi babasız ,annemi eşsiz bizi kimsesiz bırakmak babama...

Bazı acılar maalesef zaman aşımına uğramıyor iste...

Özlemin sadece büyüyor babacim..hiç azalmıyor...seni hiç unutmadık...

Seni hala çok seviyoruz...

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Can Yücel - Tam Zamanında Yaşamak



Yemek de boş içmek de,

Hatta yeri gelmeden sevişmek de.



Tam zamanında öpmelisin ...mesela güzel gözlünü,

Tam zamanında söylemelisin sevdiğini

Gözlerinin içine baka baka.



Bisikletinin gidonunu

Tam zamanında çevirmelisin

Düşmemek için;

Tam zamanında frene basmalı,

Tam zamanında yola koyulmalısın.



Tam zamanında okşamalısın basını

O üzüm gözlü çocuğun

Hıçkırıklar tam dizilmişken boğazına,

Tam ağlamak üzereyken.



Tam zamanında koymalısın elini omzuna

En sevdiğin dostunun babası öldüğünde.



Tam zamanında tutmalısın düşerken

Üç yaşındaki sehpaya tutunan çocuğu.



Tam zamanında acımalı yüreğin

Afyon'da Hasan Ağabey' in evi yıkılınca başına

Evsiz kalınca çoluk çocuk

Ki uzatasın elini bir parça.



Tam zamanında açmalısın kapını

Hayatına girmek isteyenlere.

Tam zamanında çıkarmalısın

Sevginden şımarmaya başlayanları.



Tam zamanında affetmelisin kardeşini

Biliyorsan yüreğinde kötülük olmadığını

Seni gecenin üçünde arayıp da

Kafasının iyi olduğunu söylediğinde.



Tam zamanında öğretmelisin oğluna

Gerekiyorsa yumruk atmayı

Tam burnunun üstüne

Tiksinmeden pisliğinden,

Yukarı mahallenin sümüklü bebesi

Misketlerini zorla almaya çalışırsa.



Tam zamanında bağırmalısın

Acıyınca bir yerin.

Tam zamanında gülmelisin

Kemal Sunal küfür edince filmin bir yerinde.



Tam zamanında yatmalısın

Yola çıkacaksan ertesi gün

Ve arabayı kullanan sensen

Sana emanetse çoluk çocuk

Ve kendin.



Tam zamanında bırakmalısın içmeyi

Son kadeh bozacaksa seni

Ve üzeceksen birilerini

Ertesi gün hatırlamayacaksan.



Tam zamanında ayrılmalısın misafirliklerden.

Tam zamanında konuşmalı

Tam zamanında şarkı söylemeli

Tam zamanında susmalısın.



Tam zamanında terk etmelisin gerekiyorsa

Annenin babanın evini,

Tam zamanında başka bir şehre gidip

Ayaklarının üzerinde durmaya çalışmalısın.

Tam zamanında dönmelisin memleketine.



Tam zamanında için titremeli,

Tam zamanında âşık olmalı

Deli gibi sevmelisin güzel gözlünü.



Tam zamanında toplamalısın oltanı

Belki de seni şampiyon yapacak

En büyük balığı kaçırmadan.

Tam zamanında yaşlandığını hissetmeli

Tam zamanında ölmelisin

Iskalamak istemiyorsan hayatı.



Haydi, şimdi kalk bakalım

Silkin şöyle bir

At üzerinden hayatın yorgunluğunu,

Vakit zannettiğinden daha az

Haydi, kalk bakalım,

Şimdi YAŞAMAK ZAMANI.



21 Ağustos 2011 Pazar

yine geç kalınmış BİR SELAM

Merhabalar,yine söz verdik yine yazamadık :((







Buaralar neler yaptık?sıcaklarda yaşamaya çalışmak haricinde denize havuza gittik..Ata Bey asla ve asla çıkmak istemediği için bol ağlamalı saatler yaşattı bana ve kendine..




Ablamın kedisi Potik'le kedi için zor olsa da pozlar verdi,sarılma uyuma çabaları :))



 
Alışveriş merkezine gittik yüz boyama yaptırdık..alışveriş de yaptık tabii ki






Finike’de on gün kadar göremediği babasıyla bugün de dahil bol bol hasret gideriyor..sonra da heyecanla anlatıyor babamla yüzdük,dalga geldi,üstünden atladık vs diye..

İşte böyle dostlar...daha bir sürü şey var paylaşacağım ,anlatacağım...umarım herkes iyidir..



25 Temmuz 2011 Pazartesi

merhaba

Merhabalar dostlar...
ne zamandır yoktuk yine....
hayatımız devam ediyor acısıyla tatlısıyla.....
 sizler de umarım iyisinizdir....

Ata Bey'le neler yaptık?

saçları kısalttık malum yaz ...sıcaakkk...bunaltıcı hatta

yemekler yaptık birlikte ...büyük şefimle :))




önce saklandık....

sonra oraya çıktık  ...:)))
kısacık da olsa biraz tatil yaptık...denize girdik...kumdan kale yaptık..

Finike'ye gittik büyük anneanneyle hasret giderdik

Ezgi Ablasıyla oynadılar......

........söz devamı gelecek :)))

21 Mayıs 2011 Cumartesi

HAYAT GÜZELDİR

İçinizde bu 3 şeyi taşıyorsanız hayat güzeldir..







Köy sakinleri yağmur duasına çıkmışlardı. Bütün köy ahalisi toplandı. İçlerinden sadece birinde şemsiye vardı.


Bu İNANÇ tır.






Babalar bebeklerini havaya hoplatır, çocuklar gülmekten bayılır. Yere düşübileceğini akıllarına bile getirmezler. Çünkü babaları onu tutacaktır.


Bu GÜVEN dir.






Yatağımıza girerken yarın uyanıp yaşamaya devam edeceğimize dair teminatımız yoktur. Ama yine de ertesi güne dair planlar yaparız.


Bu ÜMİT tir.






Ve bu üçü varsa hayatınız güzeldir....






Üstün DÖKMEN

11 Mayıs 2011 Çarşamba

kim bu futbolcu ? :))

Havaların güzelliğinden yararlanıp oğluşu kreşten aldıktan sonra şükürler olsun ki hala yeşil alanı bol olan bir şehirdeyiz ki az biraz parka gittik...önce yemeğini yedirdim ve ardından da tabii ki top oynadık..Bu, erkek çocuklarına doğuştan gelen bir yetenek mi acaba futbol oynamak :))
ve işte fotoğraflar....